Açıklama
Hemen her şiirde, okuru iyiden iyiye sarıp sarmalayan ses potansiyeli çok belirgin şiirlerde. Müzikalite o denli sağlam ki, sanki yalnızca sesiyle bile var olabiliyor şiir. Yüzeyi boydan boya kaplayan ses, dipteki semantik yapıyı ille de algılamamızı gerektirmiyor. Abartı sayılmasın: Ahmed Arif’teki gürlek ses, Cengiz Şağban şiirinde de var. Böyle dedim diye, şiirlerin bildirisini görmezden geldiğim sanılmasın. Bildiriler elbette var ama güdümlü değiller. Şiirlerin estetik iskeletini kanlı-canlı kılabilmeye yetecek ölçeklerde kotarılmışlar. Aşırılaşan, gide gide savsözlere benzeyen bağırganlıkta değiller. Bilâkis, yemekteki orantılı tuz gibi birer işlevleri var. Ne fazla, ne eksik. Toplumsalcı ve gerçekçi diyebileceğim bu şiirler toplamı, gene abartı sayılmasın, 1940’ların, 1970’lerin toplumcu gerçekçi şairlerinin çoğunun metinlerinden daha deneyimli ve daha donanımlı.
BÜNYAMİN DURALİ