Açıklama
“Gönderdiğiniz nâmede, ‘Hangi halktan, aileden ve boydansınız?’ diye de sormuşsunuz. Şunu bilin ki biz, Yafes oğlu Togarma’nın soyundan geliyoruz. Atalarımın şecerelerinden bulduklarıma göre, Togarma’nın on oğlu vardı. Adları şöyledir: En büyüğünün adı Uygur, ikincinin Tauris, üçüncünün Avar, dördüncünün Oğuz, beşincinin Barsil, altıncının Tarna, yedincinin Khazar, sekizincinin Yanur, dokuzuncunun Bulgar ve onuncunun adı Suvar’dır. Benim soyum, yedinci oğul olan Khazar’dan geliyor.” -Hazar Kağanı Yusuf
Zaman ağır ağır ve belli etmeden, sessiz bir değirmen ustalığıyla çalışıyor, önüne çıkan taşı, toprağı ve bütün mahlukatı öğüterek, ejderha gibi kıvrılıp akan, kızıl kan renginde bir nehre dönüştürüyordu.
Gök Tengri’nin zorlu topraklara, “Kürs”ünü koyduğu Kuzey Yıldızı’nın tam altına yerleştirdiği Togarma’nın Çocukları, bu ezelden ebede doğru akan zaman isimli kan nehrinde yunmayı, şenlikli bir oyuna çevirmişlerdi. Kim önce ölür, kim sonraya kalır, kim esen yellere, kim savrulan tozlara karışır orası pek bilinmez, Togarma’nın ele avuca sığmayan korkusuz çocukları, Gök Tengri’nin huzurunda barışı kurmak istiyorlarsa, yine savaşmak, yine ölmek ve öldürmek zorundaydılar.