Açıklama
Sen dersin: “Hayat geçiyor, yapacak çok şey var daha!”
Zen der: “Bu ne telaş? Sen bir ruhsun. Sonsuza kadar vaktin…)
Tüm dünyanın aylar ve yıllar boyunca kendi immün sistemlerinin akciğerlerde yarattığı pıhtılaşma bozukluklarına bağlı tromboembolilerin ve daha onlarca nedenlere bağlı akciğer ödemini ve pnömonitisleri bile tek mikrobiyolojik tanı ölçütü olan PCR’da negatif olmasına rağmen radyolojik olarak viral Covid-19 tanısıyla sözde tedavi eden ve sonra da ameliyat başarılı geçip (!) hasta da öldüğünde, o koydukları pandemik tanıyı da unutarak (!) başka başka nonpandemic tanılar ile ölüm raporu veren tüm dünyaya (!) neyi anlattık ki şimdi anlatabilelim?!
Tüm dünyanın defalarca “Bu ilaçları bu pandemide kullanmayın.” dediği ilaçları, tüm dünyaya rağmen, bir yıldan fazla bir zaman yine tüm dünyanın kullanmaya devam eylemesine daha ne diyebiliriz ki?!
Komplikasyon yapan ve oksijen yetmezliği için ventilasyon-entübasyon yapılan kişilerin bırakın solunumlarının rahatlamasını, aksine nefes darlıklarının daha da şiddetlenerek kısır döngüler ile daha da fazla ve uzun süreli invaziv mekanik ventilasyonlara mahkum eden bu entübasyon yöntemlerinin gerçek yüzlerini anlayamayarak, aynıyla vaki devam eylenilmesinden neredeyse bir yıldan fazla bir süre vazgeçmeyen tüm dünyaya daha ne diyebiliriz ki?!
Pıhtılaşma önleyicilerinin kendilerinin immünolojik otoantikorlar gibi nedenlerle pıhtı oluşturması ve yine kısır döngülerle damarları tıkayarak ölümlere yol açtığının tüm dünyaca bilinmesine rağmen, bu konuda da önlem almayan/alamayan tüm dünyaya ne denilebilir ki?!
Tüm dünyanın “Şu şu ilaçların kullanılması hem vakaların ağırlaşmasını önlüyor ve ağırlaşan vakalarda da şu şu durumda bu ilaçları şu şekilde kullanın.” demesine rağmen, bütün dünyanın bu konularda çekimser kalarak izlemesine ne denilebilir ki?!
NIH denilen Amerikan Sağlık Enstitüsünün aylar boyunca kendi vatandaşlarına bile kendi öngörülerini uygulayamayarak, yüz binlerce vatandaşının yaşamlarını kaybetmesine engel olamayarak, şimdilerde de halen tüm dünyanın kulak arkası ettiği bu doğruların uygulanmamasından dolayı, bu zamanlara değin dünyalar kadar insanın yaşamlarının heba olmasına binaen, tüm dünyaya hiçbir söz dahi edilmeyecek mi ve/veya edilemeyecek mi?!
O zaman “Alacağım olsun da alakargada olsun.” bile diyemeyerek hak-hukuk/ sorgu-sual bile eyleyemeyecek isek ve universal tıp tanı-tedavi uygulamalarının yolundan dahi gidemeyecek isek “Gelmişime de geçmişime de ervahıma da yuf olsun!” demeyi bari ihmal etmeyerek, derin bir nefes alalım ve alarak: “YUF OLSUN!”.