kitap başvuru, online kitap başvuru, internetten kitap başvurusu

18. Ankara Betik Sergisi’ndeki Anılarımız

Gökbey Uluç
Génel Yayın Yönetmeni

Kutlu Yayınevi olarak 2022’de 18.si düzenlenen Ankara Bétik Sergisi’ne biz de katıldık. Gördüklerimizi, yaşadıklarımızı ve deneyimlerimizi kaleme aldığımız bu yazıyla da anılarımızı aktarmak istedik.

Büyük salgın araya girmeden önce yayınevi olarak merkezimizin bulunduğu İstanbul dışındaki betik sergilerine katılmak yönünde bir yargıya varmıştık. Bu kapsamda Erzurum ile açılıma başlayacaktık ancak Kovit-19 salgını araya girince doğal olarak tüm tasarılar askıya kalktı. Ülkemizin onur konuğu olarak yer alacağı 33. Tahran Betik Sergisi’ne ülkemizi temsilen gidecek yayınevlerinden biri de biz olmamıza, dahası bétikleri İran’ın başkenti Tahran’a kargoyla göndermemize karşın salgın önlemlerinden dolayı gidemedik. Dolayısıyla 2020’de yalnızca İstanbul’daki 7. CNR Betik Sergisi’ne katılabildik. Hatta bu serginin son haftasında Çin’de bir salgın çıktığı, birçok ülkeyi etkilediğine dair kendi aramızda konuşmalar yapmıştık. Sonrasında ülkemizde de kapantılar başladı ve her şeyde olduğu gibi betikçilikte de kısıtlamalar yaşandı. Salgın önlemlerinin yumuşamasıyla CNR Fuarcılık, 2021’de Mersin’de sergi düzenleyeceğini duyurdu. Böylece biz de yayınevi olarak ertelediğimiz tasarılarımızı önümüze koyup yeniden değerlendirdik ve Mersin yolunu tuttuk. Mersinli okur ve yazarlarımızın ilgisi bizim bu konuda olan isteğimizi iyiden iyiye pekiştirdi ve 2021’in son aylarında katıldığımız bu etkinliği, birkaç ay sonra düzenlenen İstanbul ile sürdürdük. 2022’nin güz döneminde de Ankara’ya gittik. Önümüzdeki yılda ise şimdiden gözümüze birkaç il kestirdik: İzmir ve Şanlıurfa. Böylece her yıl farklı il ve bölgelerde bulunarak tüm yazarlarımıza eşit koşulda olanak sunmuş olacağız. Yine bu yolla, yazarlarımızın farklı bölgelerdeki okurlarla doğrudan buluşmasına aracılık edip tanınırlılığını artırmasına katkı sağlayacağız.

“Yola çıkanın anısı olur, derler. Dolayısıyla Ankara’ya Eskişehir üzerinden gidip yolu uzatarak biz de bu anıları biriktirmeye başladık. Uzun yolda çay kahve içmeyi, dışarıyı izleyip düşüncelere dalmayı kim sevmez ki? Yolun uzaması biraz da bu yüzden eğlenceli idi.

Sergi alanına vardığımızda karanlık çökmüştü. Tüm koşuşturmacasıyla alanda sergeller kuruluyor, betikler diziliyor, yarına anıklanılıyordu. Birçok yer çalışmasını bitirmişti bile. Biz de kendi yerimizi bulup betiklerimizi, tanıtımlıklarımızı yerleştirdik. Bu güzel gelişmelerle birlikte bize bilgi verilmeden yerimizin değiştirilmesi, sergelimizin kurulumundaki eksiklik, sunulan oturakların niteliğinin düşük olması gibi sorunlarla da karşılaştık. Dolayısıyla düzenleyici işletme yetkilileri ile içli dışlı olduk. İlerleyen günlerde de bize yakın kapıdan gelen dondurucu soğuktan dolayı sürekli iletişimde kaldığımız için birbirimizi uzun süre unutmayacak bir ikili ilişki kurduk.

Ankara’nın kendi içinde özelleşmiş bir trafik düzeni var. Özellikle de yan yoldan ana yola girişlerdeki doğrudan bağlantı en ilginç bulduğum özellik idi. Giriş payı yok denecek denli kısa. Bunun dışında yaşamın akıcı olduğu bir caddenin hemen arkasındaki sokağın ıssız ve varoş bir görüntüde olması da çok sıra dışı geldi bize. Bir İstanbullu olarak yolda uzun süreler geçirmeye, bir yerden bir yere giderken saatlerce araç içinde oturmaya alışmış biri olarak ulaşımın 5-10 dakika içinde bitmesi de tüm gün boyunca bizi hem şaşırtmış hem de mutlu etmişti. Bunlara ek olarak Cumhuriyet Bayramı’mızı da Ankara’da kutlamanın ayrı bir yeri olduğunu belirtelim.

Ankara’nın benim ve Cafer için ayrı bir önemi de çocukluğumuzun bu ilde geçmesidir. Dolayısıyla anılarımızın geçtiği mahalleye, top koşturduğumuz sokaklara, sırasında oturduğumuz okula da uğramadan etmedik.

Anıtkabir gezisi onsuz da olmazsa olmaz bir uğrama yeriydi. Daha önce gelmiş olsak da zamanın kısıtlı oluşundan yeterince inceleme olanağı bulamadığımız ayrıntıları özümseyerek öy geçirdik. Birinci ve İkinci Meclis’lerimize uğrayıp Kurtuluş ve Kuruluş günlerini andık.


Konu betik sergisiyken Ankara’ya gelip de Millet Kütüphanesine uğramamak ayıp olurdu. Böylesi görkemli bir yapının içinde olmak kıvanç vericiydi. Her ayrıntısı çok güzel düşünülmüş. Öğrenci olup burada sınava çalışma düşüncesi geçti usumdan. Dahası üst kattaki toplantı salonunda bir bilgi şöleni azı kurultay düzenleme tasarısı bile kurdum düşümde. Bu yapının benzerinin tüm illerimizde olmasını diledikten sonra kendi yayınlarımızı arayalım dedik. Katlarda bulunan bilgisayarlar aracılığıyla yayınevimizin adını aratıp betiklerimizin hangi raflarda olduğunu gördük. İçlerinden birini de çekim yapmak için gidip doğrudan raftan inceledik.

Tüm bunlar sürerken bir yandan da İstanbul’daki gelişmeleri izliyorduk. Türkiye Yayıncılar Birliğinin aracılığıyla son iki yıldır düzenlenen Koreli ve Türk yayıncıları buluşmasına biz de çevrim içi olarak otelimizin lobisinden katıldık. Geçen yılkine göre daha verimli geçtiğini, kimi yapıtların karşılıklı telif alışverişi için ilerleme kaydedildiğini de belirtmek isterim.

Güzel anılar biriktirip yeni deneyimler elde ettiğimiz bir sergiyi geride bıraktık. 21-30 Ekim 2022 günleri arasında 33 yazarımızla katıldığımız sergide yüzlerce yeni okurla tanıştık, onlarca güzel insan biriktirdik. Daha nice yeni sergilerde buluşmak dilediğiyle…

Kategori : Fuar, Genel - Etiketler : - Tarih : 28 Ocak 2023

Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :

1371

 

Kutlu Yayınevi | göksel sözcükleriñ yayıncısı

2012'den bugüne hayallerinizi gérçekleştirirken yanınızdayız.