kitap başvuru, online kitap başvuru, internetten kitap başvurusu

Sessiz Çığlık Oku{yorum}

Bu yazımda Serhat Küçükalp’in kaleminden çıkmış, ilk basımı Temmuz 2017’de Kutlu Yayınevi’nde gerçekleşmiş olan Sessiz Çığlık adlı kitaptan bahsedeceğim.

Serhat Küçükalp, Osmanlı’nın Cumhuriyet’e dek uzanan döneminde yaşayan öksüz ve yetim bir çocuğun kayıplarla dolu hayatını kaleme almıştır.

Ön sözünde “Romanda geçen olayların bir kısmı hayali, bir kısmı gerçek olaylardan oluşmaktadır. Ben, karakterlerin her birinin ruh haline bürünüp yaşadım bu hikayeyi. Romanın aşk bölümü ise kendi yaşadığım bir aşkın gerçek halinin yansımasıdır. Ayrıca tarihi olayların da ele alındığı romanda sosyal yaşantı ve tarihi olaylar birbirini izlemektedir. Romanın birçok sayfasında karşılaşacağınız suskunluklar benim de yaşamımın bir kesitidir. Ben bu romanda Mert karakterini bir nebze babamın hayatıyla bir nebze kendi hayatımla bütünleştirdim.” diyerek kitabında kendinden izler taşıdığını belirtiyor.

Sessiz Çığlık, 1900’lü yılları başarılı bir şekilde yansıtmakta. Yazarın ilk kitabı olmasına karşın anlatımını çok başarılı buldum. Mekan tasvirleri, karakterlerin ruh halleri ve kişilik özellikleri ustalıkla anlatılmış. Gerçekten de o dönemlerde yazılmış bir kitap izlenimi veriyor.

“Herkes çayını içerken masadaki aynı yaşlı adam kendisinde konuşma zorunluluğu hisseder bir edayla sağ iki parmağını şakağına koyarak konuşmaya başladı. Bu çatık kaşlı ihtiyar, memleketin ahvalini ele alıyordu. Arada bir geniş omuzlarının üzerinden masadakilere bakıyor, masadakiler ise yaşlı adamın tütünden sararmış bıyıkları ile sarkmış göz torbalarına odaklanmış şekilde ağzından çıkan sözleri dikkatle seçerek kendi iç dünyalarında derin düşüncelere dalıyorlardı. Yaşlı adam sözlerini bitirdikten sonra çayına kaldığı yerden devam etti.”

Tarihi olayları da ele alan Sessiz Çığlık, yazarın tarih bilgisiyle bizleri o döneme götürüyor.

“Günler bu şekilde hüzün ve ölümlerle geçerken Anadolu’da ve İstanbul’da hareketli günler yaşanıyordu. Mustafa Kemal başkanlığında Temsil Heyeti, İstanbul Hükümeti ile görüşmeler yapmış ve Son Osmanlı Mebusan Meclis’i toplanmıştı. Meclisin toplanmasına İtilaf Devletleri’nin kuvvetleri müdahalade bulunmamış, kendileri aleyhinde bir karar çıkacağını tahmin etmemişlerdi.”

Kitabı okurken İstanbul’un güzelliğine bir kez daha kapılabilirsiniz çünkü yazar İstanbul’a sıkça değinmekte. Kendinizi Eminönü’nde hissedebilirsiniz mesela her an…

“Kız Kulesi’ne bakan bir banka oturarak Osmanlı macunu yiyip hasret giderdiler. Daha sonra Eminönü’ne geçtiler. Mert İstanbul’u çok özlemişti. Eminönü’nde her zaman gittiği balıkçıya bu sefer gençlerle gitmişti. Yemeklerini yedikten sonra bir kahvehanede çaylarını içip bezik oynadılar. Vakit akşam olunca gençlerle vedalaşarak ayrıldılar. Mert, yalnız başına da bir süre dolaştı, eve gidip gitmeme konusunda kararsız kaldı. Eve gitmek için vapura doğru ilerlerken kararını değiştirerek Mücella Hanım’ın evine doğru ilerledi.”

Kitabın anlatımı çok akıcıydı, bitene dek sıkılmadan okudum. Hem olayların merak uyandırması hem de yazarın kalemini sevmem sebebiyle sayfaları hızlı bir şekilde çevirdim. Bu akıcılığı ufak da olsa bozan unsur ise paragrafların çok uzun olması oldu. Göz yormaması adına buna dikkat edilebilir.

Kitabın konusuyla ilgili yorum yapacak olursam da tarihi olaylarla harmanlanmış olmasını beğendiğimi söylemeliyim. Kitabın içeriğini zenginleştirmiş ve o dönemin acılarını bizlerle paylaşmış. Mert’in hayatı da etkileyiciydi. Sadece abi mevzusunun daha farklı sonuçlanmasını ve kitabın sonunun naçizane daha farklı olmasını isterdim. Bunlar bir okur olarak benim görüşüm, tabii son söz her zaman yazarındır.

Yazarı özenle yazdığı, emek verdiği bu kitabı için kutluyor ve başka kitaplarında buluşmayı diliyorum.

Esen kalın.

Aleyna Uluç

Kategori : Bétik değerlendirme - Etiketler :, , , , - Tarih : 10 Mart 2021

Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :

1371

 

Kutlu Yayınevi | göksel sözcükleriñ yayıncısı

2012'den bugüne hayallerinizi gérçekleştirirken yanınızdayız.