kitap başvuru, online kitap başvuru, internetten kitap başvurusu

Kızıl Saçlı Beyaz Gözlü Kadının Geri Dönüşü Oku{yorum}

Bu yazımda Nihan Göğman’ın kaleminden çıkmış, ilk basımı Kasım 2019’da, Kutlu Yayınevi’nde gerçekleşmiş olan Kızıl Saçlı Beyaz Gözlü Kadının Geri Dönüşü adlı kitaptan bahsedeceğim.

Nihan Göğman, çocukluğunda zihninde çizdiği ve bazı özellikler atfettiği Kızıl Saçlı Beyaz Gözlü Kadın’ın içsel dünyasını bizlere sunmuştur. Bir metafor olan bu karakteri okurken birçoğumuz kendimizi bulacak ve ona düşüncelerinde hak vereceğiz.

Kitapla ilgili yorumlarıma öncelikle ismi ve kapağı üzerinden başlamak istiyorum. Kitabın kapağını içeriğe uygun buldum ve bu maskelerin kitabın içinde vurgulunan sahte insanları temsil ettiğini veyahut da kadının bin bir halini resmettiğini düşündüm. İkisi de olmayabilir fakat baktığım anda benim gördüğüm bu oldu. İsme gelirsek de kitabın özeti niteliğinde denebilir fakat uzunluk bakımından yorucu olduğunu düşünüyorum. Akılda kalıcılığını arttırmak adına daha kısa bir isim olabilirdi.

Kitabın içeriğine gelecek olursak şüphesiz ilk söyleyeceğim şey yazarın kalemine bayıldığım olur. Seçtiği kelimeler, onları ustalıkla kullanışı, nokta atışı tespitleri… Hepsi şahaneydi. Çizdiği karakterin düşüncelerini ve duygularını çok net, olduğu gibi aktarmış bizlere.

“Yuvarlak kadınlara da bazen özenmiyor değilim. Esneyen fikirleri, değişen doğruları, kabul edici taraflarıyla benim kadar yalnız kalmadıklarını ve daha mutlu olduklarını ifade eden hatları var onların ama benim gibi kadınlar hep üzülmeye ve mutsuzluğa demir atmış gibiler. İşte bu kadınların köşeleri içten içe o kadar yıpranır ki görünmeyen elle tarafından sımsıkı sıkılmıştır boğazları ve ruhları. Yapılanlar, yaşananlar o kadar yakar ki yüreklerini… Çünkü sevdiklerinin kötüleşeceğine ihtimal vermeyen yürekleri kanatır tüm mutlu cevherlerini.”

Kızıl Saçlı Beyaz Gözlü Kadın günümüzdeki azınlığı, düşünen insan yapısını temsil ediyor bir yandan da. Okudukça başınızı sallayarak onaylama arzusu uyandırıyor cümleleri.

İkiyüzlü olmanın, sürekli hesap kitap peşinde koşmanın, yaptığı her davranışın altında kendi menfaatini düşünmenin normalleştiği, erdemli insanlara karşı “Aman sen de…” tavrının takınıldığı şu iğrenilesi dönemimize isyan ediyor kadın:

“İyiliklerin dişlendiği, sadece çıkarların havada kapıldığı hayasız ağızlara vurmak istiyorum en kalın mühürleri.”

İç sesimiz gibi aslında çizilen bu karakter. Söylemek istediklerimiz, yıkmak istediklerimiz gibi.

“Her şey, değişim, yeni dünyalar kişinin ruhunda doğmaz mı? Kişi kendisiyle savaşarak, bedeninin ve zihninin kontrolünü eline alarak, hayattan izole edilmiş insanların hakkını savunarak kazanmaz mı benliğini? Ya zoru seçersin, başarın da, gururun da büyük olur ya da olura tamah edersin, adaletle terbiye edemediğin yüreğinin bir yaşam esiri olarak yaftalanmış özgürlüğüyle gerçekleri görmezden gelme ayinlerini gerçekleştirirsin. Bir insanı anlamaya çalışarak büyümez mi insan kendi kalbinde? Ya da anlayarak değiştirmez miyiz kendimizi, sonra da izlemez miyiz dünyanın nasıl güzelleştiğini?”

Bu alıntı kitabın en sevdiğim kısmı oldu. İnsanı hem sorguya çeken hem de aydınlığa ulaştıran bir paragraf. Kitabın sonunda okur için yazılmış olan kısım da yüreğe dokunuyor ve kitabın tesirini korumaya devam ediyor.

Velhasıl-ı kelam, düşündükçe zihninizin açılacağını size bir kere daha öğreten ve düşünmeye teşvik eden bu kitabı herkese öneriyorum. Yazarı da bu etkileyici kitabı için kutluyor ve yazı hayatında başarılar diliyorum.

Esen kalın.

                                               Aleyna Uluç

Kategori : Bétik değerlendirme - Etiketler :, , , , , , - Tarih : 06 Ocak 2021

Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :

1553

 

Kutlu Yayınevi | göksel sözcükleriñ yayıncısı

2012'den bugüne hayallerinizi gérçekleştirirken yanınızdayız.