Bu yazımda Senem Özkan Çatı‘nın kaleminden çıkmış, ilk baskısı Temmuz 2020’de gerçekleşmiş olan Düş’ün Olsun adlı kitabı ele alacağım.
İletişim ve Tasarım bölümü mezunu, sanat yönetmenliğinde başarılı bir kariye sahip olan Senem Özkan Çatı kitabın kapak ve iç tasarımlarını kendisi üstlenerek müthiş bir iş ortaya çıkarmış. Biri kitabı eline aldığında içeriği bilmeden dahi ilgisini çekecek, sayfalarını karıştırma isteği duyacak kadar güzel bir tasarım. Öncelikle bu açıdan beğenimi dile getirmek istiyorum çünkü kitabın içeriğiyle son derece örtüşüyor ve göze hitap ediyor tasarımlar.
Kitabın içeriğini ele aldığımızda bu kitabın farkındalığımızı yükseltmek ve daha kaliteli bir yaşama kendimizi hazırlamak için bir yol gösterici olduğunu söyleyebilirim. 20 yıldır Ruhsal Dönüşüm ve Bilinçli Farkındalık alanlarıyla ilgilenen yazar bu konularda birçok eğitim, seminer düzenlemiş olup bireysel danışmanlık da yapmaktadır. Bu kitapta ise bildiği, öğrendiği yolları paylaşıp renkli tasarımlarıyla da adeta bir düşler masalına alıp götürüyor bizleri.
“Sık sık neler düşlediğine, kimlerden ilham aldığına, kendini neler yaparken düşlediğine dikkat et çünkü varoluş şarkınla ilgili önemli ipuçları barındırıyordur. Bazen kendine hiç konduramadığın ya da yapamam dediğin ama bir yandan da başkaları yaparken kendin için de aynısını düşlediğin şeyler tam da varoluş şarkının parçalarıdır.”
Düş simyacısı olan yazar bizlerin unuttuğumuz sandığımız, içten içe arzuladığımız ama olmayacağına inandığımız, belki halının altına süpürdüğümüz tüm hayallere tekrar inanmamızı sağlıyor.
“Herkesin hayat yolu parmak izi kadar farklı ve özgündür. O yüzden varoluş şarkını bulurken ne kadar özgün olursan o kadar doğru yoldasındır. Aynı işi yapan iki kişi bile o işi kendine has biçimde gerçekleştirir.”
Düşlerimizi hatırlatmakla da kalmayıp onları nasıl hayatımıza çekebileceğimizi doğrudan anlatıyor. Düş Atölyesi olarak adlandırdığı bölüm kitapta en sevdiğim kısımlardan biriydi. Okuyucunun doldurması için boş bırakılan sayfalarla bu öğretilenleri uygulamalı olarak yapılıyor ve çok daha etkili oluyor.
Şükür Güncesi ise yine en sevdiğim bölümlerin arasında yer alıyor. Yazar, 21 günlük bir günce hazırlayıp bizlere keyifli ve sonucu mutluluğa açılan bir etkinlik sunmuş. Ben bugün ilk sayfayı doldurdum, bakalım 21 gün sonrasında neler hissedeceğim…
“Mevcut hayatına mecbur hayatın muamelesi yapmayı bıraktığında hayatın değişmeye başlar.”
Bu cümle beni çok etkiledi ve altını çizdiğim yerlerden biri oldu. Kitapta daha bunun gibi birçok etkileyici, üzerine düşünülmesi gereken cümle var. Yazar hayata olan bakış açımızı adeta yeniden yaratıp bizi daha pozitif ve ne istediğini bilen bir insana dönüştürüyor.
“Hatırla; sen kendine nasıl davranmayı seçersen bizi bize yansıtan ve devasa bir ayna olan yaşam da sana o şekilde davranmayı seçer. O halde ilk adım olarak kendine yaptığın iyi insan olma dayatmasından istifa et ve gerçek sen koltuğuna geç.”
Kitap bu tarz öğretici sözlerin yanı sıra uygulamalı olarak yapılan meditasyon ve ritüelleri de içeriğinde barındırıyor. Ruhumuzu donatacak derecede zengin bir içeriği var.
Benim bu kitaba dair sevdiğim en şey çoğumuzun farkında dahi olmadan yaptığı hataları göstermesi ve doğru yolu öğretmesi oldu. Her zaman çok hayal kuran bir insan oldum ama hayal kurarken hatalar yapabileceğimizi bilmiyordum, bu kitap sayesinde öğrendim. Meğer yanlış kurduğumuz hayaller yüzünden sonu hep kaybetmeye çıkan bir kısır döngünün içine girmişiz… Sonrasında da kendimizi şanssız atfedip durmuşuz. Oysa hata bizdeymiş. Bu kitap sayesinde birbirine çelişen hayaller kurduğumuzu, aslında bazı hayallerimizin gerçekleşmesinden korktuğumuzu ve bunların altında yatan nedenleri gördüm. Öte yandan bundan sonra nasıl hayal kurmam gerektiğini daha iyi öğrendim. Belki bir düş simyacısı olmadım henüz ama hayallerim için daha doğru bir yol çizeceğim kesin.
Yazımı sonlandırmadan önce sizlerle güzel bir şeyi paylaşmak istiyorum. Bu güzel kitabın Çukur dizisindeki bir sahnede gösterildiğini biliyor muydunuz? Bilmeyen ve izlemek isteyenler için link bırakıyorum: https://m.youtube.com/watch?v=6X4dMpK_D9I
Düş’ün Olsun’u düş kurabilen herkese ithaf ediyorum. İçinizdeki hayalperest çocuğu her zaman diri tutun. Hoşça kalın.
Aleyna Uluç
İstanbul – 2020
Kaynak: https://betikokumalari.blogspot.com/2020/10/dusun-olsun.html
Kategori : Bétik değerlendirme - Etiketler : - Tarih : 30 Ekim 2020