kitap başvuru, online kitap başvuru, internetten kitap başvurusu

Gönen’den Ayancık’a Ömer Seyfettin Oku{yorum}

Bu yazımda Turan Gökmenoğlu’nun kaleminden çıkmış, ilk basımı Şubat 2021’de Kutlu Yayınevi’nde gerçekleşmiş olan Gönen’den Ayancık’a Ömer Seyfettin adlı kitaptan bahsedeceğim.

Turan Gökmenoğlu, şu ana dek 13 esere imza atmış, yazarlık süreci kuvvetli bir yazardır. En son çıkan bu öykü kitabında da Ömer Seyfettin’in hayatının bir bölümünü bizlerle paylaşmıştır. Bunu yaparken kimi zaman Ömer Seyfettin’in kendi kitaplarındaki hatıralarından, kimi zaman da kendi hayal gücünden beslenmiştir. Ayrıca kitabın içindeki erkek karakterler isimlerini Milli Mücadele’de şehit düşen Ayancıklı şehitlerimizden almıştır.

Kitapla ilgili yorumuma başlayacak olursak kapak tasarımını ve ismi beğendiğimi söyleyebilirim. Kapak, sade ve hoş görünüyor. İsim de kitabın konusunu özetler nitelikte.

Yazarın kalemi kitap üzerinde en beğendiğim nokta oldu. Sanki günümüzde yazılan bir kitap değil de, o dönemdeki bir yazarın kaleminden çıkmış gibi. Geçmiş anlatılırken hiçbir eğrilik, sırıtma hali yok, gerçekçi ve başarılı bir yansıtma söz konusu.

“Annem derin bir uykudan uyanır gibi başını çevirdi. Bu uzunca sürecek yolculuk ve akabinde doğacak vuslat için, tahayyülünden nelerin geçtiğini benim çocuk kalbimin anlaması imkansızdı. Ben yeni bir ev, yeni bir kasaba ve anlaşabileceğim yakın arkadaşların derdindeydim. Burada tek özlemim ablam Güzide’den başka bir şey olmayacaktı. Oysa annem öyle mi. Ablamı telli duvaklı evlendirmiş, geriye babamla ilgilenmek ve benim en güzel şekilde yetiştirilmeme odaklanmıştı. Annem iyi bir eğitim alıp İstanbul’un en güzide mekteplerinden birinde muallim olmamı isterken, babam kendisi gibi asker olmamı ve ülkemin kaderinde söz sahibi olmamı istemekteydi. Benim ise gönlümden geçenler jimnastik, cambazlık, kitap okumak ve belki de yazmak!”

Yazarın çok akıcı bir üslubu var. Hiç sıkmadan okutturuyor kendini. Betimlemeleriyle sanki siz de orada, Ayancık’ta yaşıyor, oradaki insanlarla akran oluyor, oradaki yemekleri tadıyor, denizin kokusunu içinize çekiyorsunuz. Ya Ömer Seyfettin siz oluyorsunuz ya da yakinen bir arkadaşı, ahbabı hissiyatına erişiyorsunuz. Benim için bunu başarabilmek, kitabı okuyucuya adeta yaşatmak büyük bir beceri. Gökmenoğlu da bunu başarıyla gerçekleştirmiş.

Ömer Seyfettin’in arkadaşlarıyla olan hatıralarını severek ve de sevinerek okudum. Mıstıka’nın çalıştığı işten yevmiye aldığı an arkadaşlarına büsküvi arası lokum alması, içindeki mutluluğu çok sıcak bir andı. Aynı zamanda Ömer Seyfettin’in Makbule’ye karşı duyduğu hisler ve onunla olan naif hatıraları da yine severek okuduğum kısımlara dahildi.

“Afalladım birden. Kanım çekildi. Ne diyeceğimi bilemedim. Yutkundum. Kelimeler boğazıma dizildi. Tek kelime edemedim. Gözlerinden akan birkaç damla yaş ellerime düştü. Beni o şekilde, odamın içinde, şaşkın şaşkın bakınırken, arkasını dönüp çıktı. Pencereye koştum. Yaralı bir kuğu gibi bahçemizden çıkıp gecenin karanlığında evlerinin arka bahçesine süzüldü.”

Ömer Seyfettin’in tüm bu hislerine ortak olmak için bu güzel öykü kitabını okumalı, bu dünyaya yoldaş olmalısınız.

Yazımın sonuna ulaşmışken kitabın içinde bulunan bir Ömer Seyfettin resmini aşağıya bırakıyorum.

Kitabı tüm okurperestlere öneriyor ve yazarı verdiği emeklerden ötürü kutluyorum. Dilerim ömrünce bu dünyaya bir eser bırakmaya devam eder.

Esen kalın.

Aleyna Uluç

Kategori : Bétik değerlendirme - Etiketler :, , , , - Tarih : 31 Mart 2021

Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :

1553

 

Kutlu Yayınevi | göksel sözcükleriñ yayıncısı

2012'den bugüne hayallerinizi gérçekleştirirken yanınızdayız.