Kutlu Yayınevi olarak 2012’den bugüne İstanbul merkezli basım, yayım ve dağıtım faaliyetlerini yürüten bir yayıneviyiz. Kendi dağıtım ağımıza, stüdyomuza sahibiz. 2024 yılı itibariyle 23 ülkeden 920+ yazarın 1.371 kitabını yayımladık. Akademik teşvik ve doçentlik başvurusu kriterlerini karşılayan yayınevimiz, ulusal ve uluslararası yayınevi statüsündedir. Bunlarla birlikte her yıl ulusal ve uluslararası düzenlenen kitap fuarlarına katılım sağlayarak yazarlarımızı yeni okurlarıyla buluşturmaktayız.
Yayınevimiz, Camdaki Hoca markası ile kitap yayımı dışında sınava hazırlık derslerini ücretsiz olarak Youtube üzerinden de yayınlamaktadır.
Bizler için “kitap basmak”, salt bir ürün çıkarmanın ötesinde, manevî duyguları da sahiplerine ulaştırma görevi üstlendiğinden bu işin ticarî boyutunu geri planda tutup insanî değerlerin yüceltilmesi anlamında kendini bulmaktır. Bu yüzden göksel sözcükleriñ yayıncısı uranını kendimize séçtik. Göksel, başka bir deyişle ilahî sözcükleriñ yayıncısıyız çünkü yayınlarımızın toplum yararına olmasını diliyor, bunun için varlık gösteriyoruz. İçinde bulunduğu toplumu yücelten, onu değerli kılıp yükselten sözcüklere bu yüzden göksel diyoruz.
KUTLU YAYINEVİ ADINI NÉREDEN ALIR?
Kutlu Yayınevi olarak bize sıkça sorulan sorulardan biri de adımızıñ néreden geldiğine yöneliktir. Özellikle de bélirtkemiz, başka bir déyişle logomuz da ilgi çekmekte, né olduğuna yönelik öñ görülerde bile bulunulmaktadır.
Kutlu Kağan ve Mührü
Göktürk Kağanlığı’nıñ dirilişini sağlayarak 682 yılında ülkesini yéñiden ayağa kaldıran ve bundan dolayı da kendisine İlteriş sanı vérilen Kutlu Kağan (𐰴𐰆𐱃𐰞𐰍 𐰴𐰍𐰣), Orhun yazıtları olarak bugün bizlere géçmişten ışık olan metinleriñ de kaynağı Bilge Kağan ile Gültekin’iñ babasıdır. Yayınevi olarak bizler de géçmişimize olan duyarlılığımızdan, yazılı edebiyatımızıñ ilk kaynaklarından Orhun yazıtlarınıñ metinlerine ilgimizden dolayı Kutlu Kağan’nıñ adıyla kendimize yol çizdik. Böylece adımızı Kutlu koyduk, bélirtkemizi de Kutlu Kağan’ıñ mührü olarak bélirledik.
“Bu dört köşe yüzüğün kaşında iki satırda Kutluğ yazıyor. Adamın adı “Kutlu”. Bunu mühür olarak kullanıyor, vuruyor, damgası çıkıyor. Yani, aynısı Asurlularda, Orta Anadolu’da, Mezopotamya’da olan şeylerin daha güzel örneği bizimkidir. Bakınız paradan sonra yüzükte de “kutluğ” şeklinde Göktürk yazısının kullanıldığını gördük.”[2] Görselde görüldüğü üzere yüzük günümüze ulaşana değin yıpranmış. Biz de bunu göz öñünde bulundurarak eksik olan damganıñ da çizimi başta olmak üzere yéñiden el attık. Böylece şimdilerde kullandığımız çağdaş biçimi ortaya çıktı.Kaynak: [1] [2] (Prof. Dr. Osman Fikri SERTKAYA. “Eski Türkler Okur Yazar mıydı?” Göktürk Devletinin 1450. Kuruluş Yıldönümü-Sempozyum Bildirileri.)