Serpil Özkan‘ın kaleminden çıkan İnce Şeyler, yazarın üçüncü kitabıdır. Diğer iki kitabı şiir türündeyken bu defa düşüncelerini okurlarıyla paylaşma yoluna çıkarak bir deneme yazmıştır.
Kitap tümüyle düşüncelerden oluşmasına karşın okuyucuyu sıkıp boğmamakta, aksine bir su gibi akmaktadır. Yaklaşık iki saatte okuyup bitirdiğim kitap, yüzümde birçok gülümsemeye sebep oldu. Bunun nedeni ise yazarın hayata karşı olan sevgisi ve bambaşka bir pencereden bakıp güzellikleri görüşü oldu. Öyle ki okurken siz de yazarın penceresinden bakmaya başlayıp huzur duygusunun içinize enjekte edilişine şahit oluyorsunuz. Yazar, düşüncelerimiz hangi yönde ise ona doğru evrildiğimizi bizlere ziyadesiyle aktarmakta.
“Daha önce de belirttiğim gibi ruhunuzu neyle beslerseniz ona dönüşürsünüz. Dilinize, davranışlarınıza ve yaşam tarzınıza da o yansır.”
Okumuş olduğunuz alıntı kitabın genel temasını yansıtmakta. Bu bakımdan sadece bir deneme kitabı olarak değil, insanın bakış açısını iyileştirmesi yönüyle kişisel gelişim ya da motivasyon kitabı olarak da görülebilir. Ben bu çok yönlülüğüyle kitabın herkese hitap edebilecek bir potansiyel taşıdığını düşünüyorum.
“Ayrıca, insan ne kadar iyi niyetli olursa olsun yaşamadığı olaylar karşısında nasıl bir tepki vereceğini önceden sezemez. Büyük konuşmamak ve ön yargılı olmamak gerek.”
Altını çizdiğim kısımlardan biri de bu oldu. Yazar, yaşadığı deneyimler sonucu ulaştığı bazı görüşleri bizlere sunup fayda sağlamakta. Düşününce ne de doğru demiş, değil mi?
Kitabın anlatımını genel olarak beğensem de bazı cümleler tabii ki her zaman farklı bir yerde oluyor. Benim için bu kitabın en çarpıcı cümlelerinden biri de şuydu:
“Her koşulda insanın vicdanı kendine ayna tutan en adil yargıdır.”
Yazar kişilik ve iletişim ile ilgili birçok noktaya parmak basıyor. Buradan da psikolojiye ilgili olduğu kanısına varıyorum.
“Çünkü biliyorum ki sağlıksız bir iletişim en çok sağlıklı insanlara zarar verir. Nefret dili kullanan, kavgaya yatkın olan, zorbalıkla bir şeyi yaptırmaya çalışan insanlar kendilerinden çok karşıdaki insana zarar verirler.”
“Eğer siz egonuzu yönetemiyorsanız egonuz sizi piyon olarak kullanır ve yönetir. Egosunu tanıyan ve yönetebilen insanlar asla onun oyununa gelmezler.”
Kendi kaleminden çıkan cümlelerin yanı sıra sevdiği sözleri de yer yer bizlerle paylaşmış yazar. Genel olarak kitaplarda alıntı yapılmasını pek desteklemiyorum fakat konuya uygun, tabiri caizse “cuk oturdu” diyebileceğimiz alıntıların bir kitabın içeriğini zenginleştirip süslediğini düşünüyorum. Yazar bu konuda başarılı olup yersiz, kitabı doldurmak için yapılanlardan alıntılardan kaçarak yerinde ve vurucu alıntılar yapmış. Kendi fikirlerini ifade ettikten sonra o alıntılarla destekleyerek konuyu iyice pekiştirmiş. Bu detayı sevdiğimi dile getirmeliyim.
Alıntılar konusu açılmışken, yazar kendi şiir kitaplarından da yer yer alıntı yapmış bulunmakta. Bu da içeriği zenginleştiren, salt deneme olmaktan çıkaran güzel bir noktaydı.
Kitabı teknik açıdan ele almak gerekirse gözüme çarpan bazı imla hataları olmadı değil. Çok fazla göze çarpmasa da yer yer hatalar mevcuttu. Bunun dışında olumsuz anlamda eleştiri yapabileceğim herhangi bir unsur dikkatimi çekmedi.
Eğer pozitif düşünmeye, gülümsemeye, yazarın anılarını da serpiştirdiği cümlelerle eskileri anmaya, tüm bunların sonucunda hayata karşı daha manidar bir bakış açısı kazanmaya ihtiyaç duyuyorsanız hiç kuşku duymadan kitabı okumanızı öneriyorum.
“Yazarak kendini ifade etmeyi sevenler bilir, öyle bir an gelir ki yüreğinizden geçen yoğun duyguları kağıda dökmedikçe rahat edemezsiniz. Hep bir şeyler eksik kalmış gibi hissedersiniz.”
Yazarın bu cümleleriyle son alıntıyı yaparken kendisine kalemin elinden düşmediği, aklındaki ve gönlündeki hazineleri her zaman okurlarıyla paylaştığı bir ömür diliyorum. Siz sevgili okuyucuların da kitaplarla haşır neşir olmaya devam etmesini umuyorum. Hoşça kalın!
Aleyna Uluç
Halkalı – 2020
Kategori : Bétik değerlendirme - Etiketler : - Tarih : 22 Ekim 2020