Gökyüzü Tulpar Sürüsü kitabının yazarı Jale Altunel ile 2017 CNR Kitap Fuarından sonra bir söyleşi gérçekleştirdik. Yazarımızıñ dünyasına vardığımız bu sohbetimizi sizlerle de paylaşıyoruz.
Adım Jale Altunel. 1966 Gölcük doğumluyum. 1987’de Spor Akademisi’ni bitirdim. 25 yaşımda fitness salonum Jalegym’i kurdum ve birçok spor branşında saha içi animasyonlar yapmak üzere 1992 yılında kendi tezahürat liderleri takımımı kurdum. Eş zamanlı olarak özel bir kolejde beden eğitimi öğretmenliği yaptıktan sonra Spor a kademisinde aerobik ve egzersiz branşlarında okutmanlık yaptım. Hayatımın her döneminde şiir var oldu. Tolumsal sınıf bilinci, ekonomik ve sosyo-kültürel yaklaşım konusunda siyasi duruşumu önemli derecede etkiledi ve yerel olarak anlaşılamayanın evrensel olarak da anlaşılamayacağı kanısına vardım. Kültürel bileşenleri geniş bir Turan coğrafyasına yayılmış olan Türk Milleti’ni yani bizi anlamanın, Türkistan’dan(Orta Asya’dan) Anadolu’ya Kafkaslar’dan ve Altaylar’dan Türkmeneli’ne ozanları şairleri ve yazılmış destanları okuyup anlamakla mümkün olabileceğini biliyor ve Türk Devrimi’ne inanıyorum…
Ön Asya’nın, Türkistan’ın ve Türkiye’nin en mağdur ve en çok ezilmiş olan milleti kendi milletimdir. Gündelik siyasetin keşmekeşinden arınarak, nesnel tahlillerle ele aldığım YURT ŞİİRLERİM’den oluşmaktadır “Gökyüzü Tulpar Sürüsü.” Şiirler uzun bir zaman aralığını kapsıyor. Dolayısıyle ardıcıllıkları konusunda önce derlendiler. Daha sonraysa Göktürk damgalarına çevirilerini yaptım elimden geldiğince. En çok yoran Göktürk damgalarına çeviriydi. Çünkü bilgisayar ortamında henüz tam anlamıyla teknik yeterliliğim yok.
Sonuçta bizler koskoca bir okyanusa birer zerre atıyoruz. Yazılmış ve geriye bırakılmış her zerrenin buhar olup uçsa bile, gökyüzünde kendinden olan zerrelerle buluşup o okyanusa yeniden yağacağını biliyoruz. Yeniden yazacak olsam şimdiki gibi fazla üzerinde durmazdım bu konunun bu yüzden.
Şairin bohçası hiç boş kalmazmış…
Fuar çok güzel geçti benim açımdan. Dostlarla beraber olmak bir yana, sizlerin ilgisi gülen yüzleriniz, davranışlarınızdaki amatör ruhu kaybetmemiş olan profesyonellik iyi hissettirdi. İlk gün Sapanca ve Gölcük’ten, son gün de Edirne’den çok eski dostlarım gelmişlerdi. Ama son gün gelen dost ile, 25 yıl önce aynı meclislerde görüştüğümüz bir başka dostumuz, 25 yıl sonra imzamı almak vesilesiyle ilk kez karşılaşmış oldular ve bir telefon markası için reklamlarda söylenen o sözü bana atfetti dostlar; “Jale insanları buluşturur!”
Son okuduğum üç kitap: Enis Batur, Şiir ve ideoloji. Eski bir basım. Okudukça çok kıymetli bir eser olduğunu anlıyorum. Hacimsiz olmasına bakmaksızın esrimeye neden olan bir eser. Kitap ardından bir cümlelik alıntı yapayım; Çağımız batı yazını üstüne sorular sormayı amaçlayan denemelerden oluşuyor… Diğer iki kitap İlber Ortaylı’ya ait Türklerin Tarihi adlı iki ciltlik bir seri. İlber Bey’in anlatımı akıcı ve yormayan türde. Üstelik soru yanıt şeklinde oluşu kavramayı çok daha net bir hale getiriyor.
Fuarda heyecanlandım mı, diye soruyorsunuz; bu üçüncü kitabım olduğu için o tür bir “ilk heyecanı” yoktu. Ama heyecan her imzada ve herkes için yaşanıyor. Çocuk büyük genç yaşlı… Biliyorsunuz ki kütüphanesinde bir süre ağırlayacak o insan sizi. Belki bir yerlerde unutacak bir başkasının eline geçecek filan. Bunları düşünüyorsunuz imzayı atarken. Eliniz titriyor ve imzayı atarken öne doğru meyletmeniz sanki “saygıyla eğiliyorum”u da bir arada yansıtıyor… Güzel şeyler bunlar.
Ve tüm bunları hep birlikte yaşadığımız için bir kez daha teşekkür ediyorum. Diğer fuarlardan mutlaka haberdar edin. Param olursa katılmayı ne çok isterim. Özellikle Bursa’ya. Orada bir kaç gün kaplıcası da olan bir otelde kalsam şu ağrılarım da geçerdi hem. İmzayla karışık bir sağlık turizmi gibi. 🙂
Çalışmalarınızda kolaylıklar ve esenlikler dilerim,
Jale ALTUNEL
Kategori : Fuar - Etiketler : - Tarih : 03 Mart 2017